edindiğim renk. pembemsi kahverengi. tatilin bana hediyesi. güneş, deniz, hamak, yastık. yola çıkarken sevdiğim ve bütün gün dinlediğim şarkı radyoda, sonra kumsalda yine o şarkı ve en son sırtımda güneş yanığıyla dansederken bir daha o şarkı. tatlı bir rüzgar. sevginin kokusu. sevgilinin kokusu. sevgilinin sesi. ferah bir salata. kuş sesi. uçuşan kıyafetler. uçuşan saçlar. uçuşan yapraklar. buz gibi su. buz gibi deniz. buz gibi limonata. kumda gezen ayaklar. çimde gezen ayaklar. suda yüzen ayaklar. hafif bir ürperti. taze meyveler. küçük ve yavaş adımlar. büyük gülümsemeler. kahkahalar...
yaz geldi. bu ne demek biliyor musun okuyucu. artık aylar boyunca hiçbir şeyden şikayet etmeye hakkın yok demek. mevsimlerin en koşturmalısı güneşi tepene dikti demek. şikayet diil hareket etmen gerek demek. üzerine geçirdiğin incecik bir kıyafetle anında sokaklara özgürce dökülebilmek demek. arkadaşlarınla vakit geçirmenin en rahat en eğlenceli zamanı geldi demek. yapıcak çok şey var demek. ellerin cebinde denizin kokusunu çekme hatta doyamayıp içine girip kocaman sarılma zamanı geli de geçiyor demek. yaz demek aşk demek...
durma. ekranına diil çık gökyüzüne bak, bulutlar üstünü sarmadan. mouse'unu diil sevgilinin elini, arkadaşının omzunu tut. bilgisayar sandalyene diil çimlere, kumlara otur. odanın havasını diil deniz havasını solu!
23 Haziran 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder